Sayfalar

22 Nisan 2016 Cuma

bok bi o kalmıştı tek part izle


bok bi o kalmıştı  hd izleme seçeneği ile sinemaya girdi.  Şimdiyse benim anneanneme bu gece

eve ne amaçla gidemeyeceğime konusunda bir masal uydurmam gerekiyordu; tek

sorun onun masallara benim civarı kolay inanmamasıydı.

Yol boyunca kimseden ses çıkmadı. Her Biri bok bi o kalmıştı izle oturduğu yerde

somurtuyordu; yalnızca arada, kırmızı ışıkta durduğumuzda Jesse

direksiyona parmaklarıyla vurup tempo tutmuştu. Onun dışarısında arabada

ölüm sessizliği vardı. Normalde, durum ne civarı kötü olursa olsun, yolda

Vosvos'umuzla giderken birçok sıkılmazdık. Ya ben ve Jesse gevezelik eder

Ziya'yı kızdırırdık; ya Jesse ve Ziya kavga ederlerken ben eğlenirdim; ya da

biz Jesse'yle müzik seçimi yüzünden tartışırken Ziya ikimize ansızın bağırıp

o "gürültüyü" kapatmamızı söylerdi. Jesse metal ve rock müzikten

hoşlanırdı. Ben genelde ona uyardım. Ziya ise tabiatı gereği "musiki

şinas"tı; Türk Sanat Müziği severdi. Bol çeşnili bir zevkimiz vardı; hatta

arada hep beraber türkü çığırdığımız bile olurdu.

Fakat bu gece değil müzik dinlemek, bir iki tümce dışarısında kimse

konuşmamıştı. Benim de ağzımı açmaya niyetim yoktu. Belki kalabalık

yüzündendi; normalde Vosvos'ta yalnızca üçümüz olurduk ve ben istediğim

kadar maymunluk yapabilirdim. Ama şimdi ötekilerin, öncelikle de Ömer'in

yanında bir şey demeye cesaret edemiyordum. O civarı gergin ve sinirliydi

ki, ortam da gerilmişti. Her Birimiz endişeleniyorduk tabii ama hiçbirimiz

Ömer'in yaptığı benzeri kırmızı ışıkta duran Jesse'yi azarlamaya kalkmamıştık.

Oraya ilk olarak gitmek istemesini anlıyordum ama bana kalırsa Jesse'nin

sabrını da, kendi şansını da zorluyordu.

Yaklaşık yarım saatlik bir yoldan daha sonra Ümraniçin'ye varmış, Ömer'in

tarifiyle adresi bulmuştuk. Kayıp ekip görev amaçlı buraya gönderilmişlerdi ve

ne olduysa da burada olmuştu. Minibüsle arka bok bi o kalmıştı izle mahallelere gerçek yol aldık.

Dkinci ekip de bizi izliyordu. Ömer'in talimatıyla inşaatların olduğu ıssız bir

bölgeye girdik. Gösterdiği yerde artık inşaat halinde bir apartman vardı.

Beş katlı bir binaydı ama daha duvarları bile yoktu; yalnızca tuğla ve

betondan meydana iştirak eden büyük bir yığındı sanki. Etrafında da ona aynı başka

yarım inşaatlar ve beton yapılar vardı. Çok ıssız bir yerdi; en yakın evin

ışığı bile çok uzaktaymış benzeri görünüyordu. Bizimkilerin ne amaçla buraya

göreve gönderildiklerini tanımlamak hiç güç değildi; bu tekinsiz arazide garip

şeylerin olması çok olağandı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder